- için
- e.1. 为了, 为: Başarı kazanmak için çalışıyor. 他为了取得成功而努力工作。Sizin icin bir kitap getirdim. 我给你带来了一本书。Onun için hayatımı tehlikeye koydum. 我为了他而置生死于不顾。2. 由于, 因为: Bayram olduğu için işe gitmedi. 过节了, 他没去上班。O an kendi da bir Çinli olduğu için derin bir iftihar duydu. 当时, 他为自己也是一个中国人而深感自豪。3. 对, 对于: Bu şapka senin icin büyük. 这帽子你戴着大。65 yaş ve yukarısı her 1000 erkek için, 1285 kadın mevcuttur. 在65岁及65岁以上的人群中男女比例为1000人比1285人。4. 以…为代价, 以…做交换: Bu eşyalar için kaç lira ödedininz? 您买这些东西花了多少钱?5. 以某人的观点, 在某人看来: Benim için enteresan bir insandır o. 我觉得他这个人挺有趣。6. 关于, 就: biri \için iyi söylemek 称赞某人, 说某人的好话 Atatürk için dâhi diyorlar. 人们称阿塔图尔克为天才。7. 表示时间段: Kitabı bir hafta için aldım. 这本书我借阅一个星期。Traktörünü iki gün için iare etti. 他把他的拖拉机借出去两天。8. 去, 赴: Biletin Shanghai için. 你这张票是去上海的。9. 以某人的名义: Allah için siz söyleyin, ne olmuş? 看在真主的份上, 你说吧, 出了什么事?Benim için mektup var mı? 有我的信吗?Hepimiz için konuştu. 他代表我们发了言。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.